27 Mayıs 2018 Pazar

Happy Sensei

Japonya'daki öğretmenlik kariyerimin ilk haftasını tamamlamış bulunuyorum. Zaten özel dersler vererek bu işi kısmen yapıyordum ama bir okul çatısı altında öğretmen sıfatını resmî olarak yeni elde ettim. Ne öğretmenliği diye soracak olursanız; İngilizce öğretmenliği. Sizin anlayacağınız, bir Türk olarak Japonlara İngilizce öğretiyorum. İki üniversite mezunu, on beş yıllık bilişim teknolojileri kariyerine sahip bir bilgisayar yüksek mühendisi olarak Japonya'ya taşınıp İngilizce öğretmeni olarak yeni bir kariyere başlamak epey ilginç bir deneyim olacak.

Yaklaşık bir ay önce bu iş bana ilk teklif edildiğinde geri çevirmiştim. Çünkü öğrencilerin yaşları 3 ile 12 arasında değişiyordu. 10 yaşın üzerinde olanlara ders vermek sorun değildi ama söz konusu 3-4 yaşındakiler olunca, bu işin öğretmenlikten çok çocuk bakıcılığı olduğunu düşünmüştüm. Eşimin ısrarıyla fikrimi değiştirip denemeye karar verdim. Bir ay önce teklifini geri çevirdiğim okul müdürünü çekinerek arayıp henüz birini bulmadıysa ve benden henüz vazgeçmediyse denemek istediğimi söyledim. Beklediğimden çok daha sıcak karşıladı. Böylece birkaç gün sonra işe başladım ve ilk haftamı tamamladım.

Çalışma arkadaşlarım, yani okulda benimle birlikte çalışan diğer öğretmenlerden biri Amerikalı, biri Filipinli, diğeri Fransız. Henüz tanışmadığım iki de Japon öğretmen var. Fransız öğretmen hanımın çok iyi bir İngilizcesi var. Konuşması neredeyse hiç Fransız aksanına kaymıyor. Ayrıca, belki şaşıracaksınız ama, son derece cana yakın, samimi, yardımsever, hoş sohbet ve mütevazi biri. Yani normal bir Fransız değil! Bana çok yardımcı oluyor ve sonraki günlerde de ondan çok şey öğreneceğimi düşünüyorum.

İsmimin telaffuzu Japonlar için, özellikle de çocuklar için zor olduğundan söylerken biraz güçlük çekiyorlardı. Muru, Muturu, Muraru, Matturu gibi şeyler söylüyorlardı. Bu yüzden hepsi için kolay ve akılda kalıcı bir rumuz kullanmak gerekliliği doğdu. Çinlilerin yaptığı şekilde William, John, Michael gibi özenti isimler kullanmak istemiyordum. Çocuklarla konuşmam sırasında ismimin İngilizce karşılığının 'happy' olduğunu söyleyince adım Happy Sensei [1] olarak çıktı. Artık teacher Happy ya da Happy sensei diyorlar. Böylelikle hem anlamsal olarak temelde adım değişmemiş oldu, hem çocuklar için söylenmesi kolay bir ad ortaya çıktı, hem de onlarla yakınlaşmam ve samimiyet kurmam kolaylaştı.

Geçtiğimiz senenin sonunda Japonca ilerletmek için ara verdiğim çalışma hayatına böylece farklı bir kulvardan geri dönmüş oldum. Evde Türkçe, işte de İngilizce konuşunca Japonca kullanma imkanım maalesef azaldı. Bu durumu telafi etmek için kendimi biraz kitaplara veririm artık. 2020 yılında Japonya eğitim sisteminde İngilizce daha fazla ağırlık kazanacak. Bakalım Happy Sensei olarak ben bu sistemde nasıl yer alacağım.
_________________________________________________________________________________
[1] 'Sensei' (先生) kelimesi Japonya'da öğretmenlerin yanı sıra doktorlar, avukatlar, savcılar ve yargıçlar için de kullanılır. Usta/hoca anlamındadır. Kelimeyi oluşturan ideogramlardan ilki ön, ikincisi ise yaşam anlamındadır. Bir başka değişle, Japon kültüründe hocalar, doktorlar ve hukukçular toplumun önünde yaşayan saygın insanlardır.