Bir Fransız'a nasıl rezil olunur diye hiç sormamıştım ama sormadan cevap geldi.
Bugün, çalıştığım şirket tarafından gönderildiğim üç günlük eğitim programının ilk gününü bitirdik. Toplam on dört kişilik bir sınıfta, iki iş arkadaşımla beraber aynı masaya oturduk, bir taraftan dersi takip ediyoruz diğer taraftan önümüzdeki bilgisayarın başında uygulamaları yapıyoruz. Binanın birinci katındaki sınıftayız ve üçümüzün arkasındaki pencereler dışarıdaki sokağı görüyor.
Eğitmenimiz orta yaşlı, Fransız bir adam. Bilgili olmasının yanı sıra, hoşsohbet, cana yakın, güler yüzlü, öğrendiği Türkçe kelimeleri kullanarak gönlümüzü kazanmaya da çalışan sevimli bir adam. İnsana,
Sarkozy gibi Fransızlar var ama demek ki böyleleri de varmış, dedirtiyor. Öğlen yemeğinde Türkçe'de kullanılan Fransızca kelimeler ve Türkçe'den diğer dillere geçen kelimeler üzerine de sohbet ettik.
Öğleden sonra bilgisayar başında çalışırken ona bir şey sormamız gerekti ve çağırdık. Soruyu sorduk, yüzü bize dönük olarak anlatmaya başladı ve birden bire arkamızadaki pencereden bir şey görüp "vaa" diye ses çıkararak şaşkınlıkla gözlerini dışarıya dikti. Onun tepkisiyle biz de dönüp baktık.
Manzara şu:
Adamın teki yanındaki kadına (karısı olduğu kesin diyebilirim) yumruk sallıyor, kadın kendini korumaya çalışarak adamdan bir kaç adım uzaklaşıyor, adam yumruğu hava onun üzerine gitmeyi sürdürüyor, kadın yerden bir şey alıp atacakmış gibi elini havaya kaldırıyor, adam tınmıyor yumruğu kadına indiriyor. Biraz daha itiş kakış yollarına devam ediyorlar, görüş alanımızın dışına çıkınca tekrar Fransız eğitmenimize dönüyoruz.
Fransız eğitmenimiz bu olayın etkisinden kendini çabucak sıyırıp, belli belirsiz bir gülümsemeyle sorumuzu cevaplmaya devam etti. İşte yüzünde gidip gelen o bir saniyelik ifade şöyle söyler gibiydi: "
Burası Türkiye, burada böyle şeyler görülebilir". Ben sorumuza verdiği cevabı anlayamadım çünkü düşüncelerimde karısına vuran o herifi çoktan cezalandırmaya başlamıştım. Bir taraftan bir kadını nasıl döversin diye ceza kesiyorum, diğer taraftan memleketi elin Fransız'ına nasıl böyle rezil edersin diye ceza kesiyorum!
Bu Fransız tekrar ülkesine döndüğünde ilk önce bu olayı anlatacaktır. Çünkü aklında en çok bu olay yer etmiştir. Derse gelen öğrenciler ne kadar zekiymiş, hanımların başı açıkmış ve gayet modernmiş, Türkler çok güzel yabancı dil konuşuyorlarmış, meğer Fransızca'da kullanılan şu şu şu kelimler aslında Türkçe'den geliyormuş, falan, hepsi bu olaydan sonra hikaye oldu. Çünkü Fransız şunu gördü:
ders anlatırken bir adam sokak ortasında karısını dövüyordu.